Yaratıcılığını her fırsatta ve her alanda sergilemekten zevk alan, insanların ruhuna hitap etmenin farklı yollarını aramaktan hiç geri durmayan
Geppetto Adworks ekibi; yepyeni bir hikâye yazmaya karar verir. 

Yıllar boyu yaşadıkları fazla mesailer, bitmeyen geceler ve uykusuz sabahlarda onları ayakta tutan “kahve” yine onlara parlak bir fikir vermiştir.

Ancak bu sefer hikâyenin asıl kahramanı kahvenin ta kendisidir.

Dostlarından, misafirlerinden ve ziyaretçilerinden çokça duydukları bir söz kulaklarda yankılanır:

"Sizin bu kahveniz bir başka güzel..."

Geppetto’nun kahvesini bu kadar lezzetli yapan nedir? Diğer kahvelere göre farkı nedir?

Bir reklamcı güruhu toplanıp baristaların bile tam not verdiği lezzette bir kahve yapabilir mi?
Marifet çekirdekte mi yoksa kahvenin hazırlanmasında mı?

Bu sorulara cevap ararken; kahvenin yetiştirilmesinden toplanmasına, işlenmesinden harmanlanmasına, kavrulmasından öğütülmesine,
yapılışından sunumuna kahvenin kendisinin aslında başlı başına bir tasarım olduğunu anlarlar.

Başlangıcından en sonuna tüm sürecin herhangi bir yerindeki herhangi bir değişikliğin bile tüm sonucu toptan değiştirdiğini öğrenirler.

Deneyimin, emeğin, bilginin ve en önemlisi tecrübenin her zaman daha iyi sonuçlara götürdüğünü görürler. 

Sonra kahvenin aynı reklam gibi, aynı sanat gibi hatta aynı aşk gibi önce beş duyuya; sonra ruha, kalbe ve son olarak da akla,
mantığa hitap ettiğini fark ederler.

Ve böylece; kahveleri beğenilen bir reklam ajansının, tasarımı beğenilen bir kahve markası doğar.